Hiç internetin nasıl ortaya çıktığını merak ettiniz mi? Nasıl geliştirildi, ilk dönemlerinde nasıldı, sonrasında nasıl gelişti… Gelin internetin, diğer bir ifadeyle World Wide Web’in tarihine kısa bir yolculuk yapalım.
İnternetin ilk temelleri, 1960'larda ABD Savunma Bakanlığı’nın İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından geliştirilen ARPANET ile atıldı. ARPANET, bilgisayarların birbirleriyle iletişim kurmasını sağlamak için paket anahtarlamalı ağ (packet switching) teknolojisini kullanan bir ağdı. Bu teknoloji, verilerin küçük parçalara ayrılarak farklı yollar üzerinden hedefe ulaştırılmasını ve daha güvenli bir veri iletimi sağlanmasını mümkün kılıyordu. 29 Ekim 1969'da Kaliforniya Üniversitesi'nde yapılan ilk ARPANET bağlantısı ile, günümüz internetinin tohumları atılmış oldu.
1980'lerde internetin yaygınlaşması ve büyümesi için yeni standartlar geliştirildi. Özellikle TCP/IP protokolü (Transmission Control Protocol / Internet Protocol) internetin temel iletişim kurallarını belirledi. Bu dönemde ARPANET'in sivil kullanım alanlarına açılmasıyla ve akademik kurumlar arasında iletişimin artmasıyla birlikte internetin kullanım alanı genişledi. 1990'larda, Tim Berners-Lee tarafından geliştirilen World Wide Web (www), internetin popülerleşmesinde dönüm noktası oldu.
Web 1.0, World Wide Web'in ilk versiyonudur. Netscape Navigator gibi web tarayıcılarının piyasaya sürülmesi, 90'lı yılların ortalarında ilk versiyonun dönemini müjdelemişti. Ancak, Web 1.0 terimi, 1999 yılında web tasarımcısı Darci DiNucci tarafından Web 2.0 terimi ortaya atılana kadar sözü edilmiş bir kavram değildi.
Web 1.0, insanların verileri verimli bir şekilde bulmasına yardımcı olmak için tasarlandı. Geniş bir okuyucu kitlesine yönelik içerikler bulunduran sayfalardan oluşmaktaydı. Bu sayfalar genellikle gerçekler, bilgiler ve diğer kaynaklardan alınan referanslarla, kısacası enformasyonla doluydu. Tüketiciler içerik arıyordu, bilgi sağlayıcılar ise tüketicilerin aradıkları içeriği gösteren web sayfaları oluşturuyordu. Yani tek boyutlu bir etkileşim hali mevcuttu.
Şu an yaşadığımız dönemde, Web’in ilk sürümünden pek eser kalmadı ancak Web 2.0 halen yoğun olarak internetin büyük bir bölümünü kapsamaya devam ediyor. Öyle ki, TikTok'tan internette çözülen sudokuya kadar her şey bir Web 2.0 ürünüdür. Web 1.0’da olmayan peer-to-peer etkileşim, Web 2.0’da yapılabilir duruma gelmişti.
Çok sayıda insan diğer insanlarla etkileşime girebildiği için Web 2.0 kısa sürede sosyal medyanın, diyaloğun, işbirliklerinin ve toplulukların büyüme alanı haline geldi. Web 2.0’nin temeli, tarayıcı teknolojilerinin geliştirilmesine olanak tanıyan JavaScript yazılımına dayanır. Yani, HTML, Web 1.0 ise; JavaScript, Web 2.0’dır.
Sonuç olarak, Web 2.0 dinamik ve etkileşimli içeriğe sahip olup, kişisel kullanımı ve yüksek düzeyde katkıyı teşvik etmektedir. Ayrıca, kullanıcıların verileri özgürce almasına ve düzenlemesine de olanak tanır. Sosyal medya kanalları, podcastler, bloglar; bugün internette kullandığımız hemen hemen her şey, Web 2.0 döneminin ürünleridir. Günümüzde Web 2.0, tamamen kullanıcı deneyimine (UX) yönelik halde gelişmeye devam etmektedir.
Gelelim açık, mert ve özgür Web 3.0’a. Son yıllarda hızla gelişen ve geleceğin interneti olarak gösterilen Web 3.0, bireylerin daha özgür bir şekilde bir araya gelerek etkileşimde bulunabileceği, merkeziyetsiz bir dijital dünya oluşturma hedefine sahip.
Mevcut Web 2.0 dünyasında Google, Facebook ve Twitter gibi büyük teknoloji devlerinin verilerimiz üzerindeki kontrolü, bireylerin mahremiyetini, özgürlüğünü ve dijital varlıklar üzerindeki hakimiyetini sınırlayabiliyor. Bu doğrultuda Web 3, verilerin ve kontrolün büyük şirketlerden bireylere geçmesini sağlayarak merkezi otoritelerin hüküm sürdüğü düzene meydan okuyor.
Web 3.0’ın sunduğu fırsatlarla tanışmak için BiLira Kripto’yu keşfedin.
Web 3, merkeziyetsizlik üzerine kurulu bir internet yapısını hedefler. Bu yapı, karar alma süreçlerinde ve veri yönetiminde tek bir otoritenin kontrolünü ortadan kaldırarak, kullanıcıları merkezde konumlandırır. Blok zincir teknolojisi, verilerin şeffaf ve güvenli bir şekilde kaydedilmesini sağlar ve değiştirilemez bir kayıt sistemi sunar. Veriler, ağdaki katılımcıların onayıyla doğrulanır ve merkezsiz düğümlerde saklanır, böylece merkezi sunuculara bağımlılık ortadan kalkar.
Merkeziyetsiz Otonom Organizasyonlar (DAOs) ise topluluk temelli karar mekanizmaları ile çalışır. Katılımcılar, belirli kurallar ve akıllı kontratlar üzerinden organizasyonel yönetimde söz sahibi olurlar. DAO’lar, daha demokratik bir yapı sunarak şeffaflık, eşitlik ve kolektif karar alma mekanizmasını güçlendirir.
Web 3'ün bir diğer temel hedefi, kullanıcıların kendi verileri üzerinde tam kontrole sahip olmalarını sağlamaktır. Web 2.0’da büyük platformlar ve şirketler kullanıcı verilerini toplayarak, genellikle bu verileri kullanıcıların rızası olmaksızın kullanır ve paylaşır. Web 3 ise kullanıcıların kendi kimliklerini ve verilerini kontrol etmelerine olanak tanır. Dijital kimlik çözümleri, kullanıcıların kendi verilerini yönetmesine ve diledikleri hizmet sağlayıcılarla paylaşmasına izin verirken, blok zincir temelli teknolojiler sayesinde bu bilgiler güvenli ve merkeziyetsiz bir ortamda saklanır.
Web 3'ün en yenilikçi özelliklerinden biri akıllı kontratlardır. Akıllı kontratlar, belirli koşullar yerine getirildiğinde otomatik olarak işleyen dijital anlaşmalardır. Bu sayede kullanıcılar arasında aracısız ve güvenli işlemler gerçekleştirilebilir. Akıllı kontratlar, finansal işlemlerden oylama sistemlerine, tedarik zinciri yönetiminden mülkiyet haklarına kadar birçok alanda kullanılabilir.
dApp’ler (Merkeziyetsiz Uygulamalar), akıllı kontratların temelini oluşturduğu ve genellikle blok zincir üzerinde çalışırlar. Bu uygulamalar, merkeziyetsiz bir yapıda çalışarak, kullanıcıların kontrolünü artırır ve sansüre karşı alternatif bir sistem sunar. Örneğin, merkeziyetsiz finans (DeFi) protokolleri ile bankacılık hizmetlerine erişim sağlamak mümkün hale gelir; oyun sektöründe ise NFT'lerle kullanıcılara dijital varlıklar üzerinde tam mülkiyet sağlar.
Web 3'ün en dikkat çekici alanlarından biri, geleneksel finansal sistemleri dönüştüren merkeziyetsiz finans uygulamalarıdır. DeFi projeleri, kullanıcıların borç verme-alma, ticaret yapma, likidite sağlama gibi finansal işlemleri merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan gerçekleştirmesine olanak tanır. Akıllı kontratlar sayesinde şeffaf ve güvenilir bir şekilde çalışan bu uygulamalar, bankacılık ve yatırım araçlarını herkesin erişimine sunuyor. Örnek olarak Uniswap, Compound ve Aave gibi protokoller verilebilir.
Web 3 ile popüler hale gelen NFT'ler (Non-Fungible Tokens), dijital sanat, koleksiyonlar, oyun içi varlıklar, müzik ve daha fazlası için benzersiz bir sahiplik modeli sunar. NFT'ler, blok zincir teknolojisiyle doğrulanabilir ve değiştirilemez bir şekilde varlıkların sahipliğini temsil eder. Sanatçılar ve içerik üreticileri, eserlerini doğrudan alıcılarla paylaşabilir ve satışlardan telif hakkı geliri elde edebilir. OpenSea, Rarible gibi platformlar, bu alanın öncüleri arasında yer alır.
Geleneksel sosyal medya platformlarının aksine, Web3 tabanlı sosyal medya ve içerik platformları, kullanıcıların verileri üzerinde tam kontrol sahibi olmasının ve içeriklerinden kazanç elde etmesinin yolunu açar. Sansüre karşı korunaklı yapılar oluşturan bu platformlar, merkezi otoritelerden bağımsızdır ve toplulukların karar verme süreçlerine katılımını destekler. Örnekler arasında, Steemit gibi içerik paylaşımı ve Brave Browser gibi kullanıcıya ödüller sunan web tarayıcıları bulunuyor.
Web 3, oyun sektöründe de devrim yaratıyor. Blok zincir tabanlı oyunlar, oyunculara oyun içi varlıklarını gerçek dünyada kullanabilme ve ticaret yapabilme olanağı sunuyor. Bu tür oyunlar ‘oyna-kazan’ modeli ile oyuncuların oyunu oynayarak kazanç elde etmesini mümkün kılıyor. Decentraland, Axie Infinity ve The Sandbox gibi platformlar bu alanda öncü olarak kabul ediliyor.
Web 3.0 projeleri ve kripto varlıklarla tanışmak için BiLira Kripto’yu ziyaret edin.
Web 3 ekosisteminin merkezinde yer alan Ethereum, akıllı kontratların uygulanması ve merkeziyetsiz uygulamaların çalıştırılması için kapsamlı bir altyapı sağlar. Geliştiriciler, finansal hizmetlerden NFT projelerine kadar çeşitli uygulamalar geliştirmek için Ethereum'u kullanır.
Blok zincirler arası bağlantıyı mümkün kılan Polkadot, çoklu zincirler arasında veri ve varlık transferine olanak tanır. Böylece, Web 3 projelerinin kendi ağlarında çalışmasını sağlayarak ölçeklenebilirliği ve işbirliğini artırır.
Merkeziyetsiz Oracle hizmeti sağlayan Chainlink, akıllı kontratların dış dünyadan veri almasını sağlar. Finansal piyasa verileri, hava durumu raporları gibi zincir dışı bilgileri güvenli bir şekilde zincire taşıyarak, akıllı kontratların kullanım alanlarına genişletir.
Merkeziyetsiz depolama çözümleri sunan Filecoin ve Arweave projeleri, kullanıcıların verilerini güvenle merkeziyetsiz bir ağda saklamasını sağlar. Filecoin, kullanıcıların depolama alanlarını kiralayarak ödül kazanmasını sağlarken; Arweave, kalıcı veri depolama hizmetleri vererek uzun vadeli veri korumasına odaklanıyor.
The Graph, blok zincir verilerini indeksleyen ve sorgulama kolaylığı sağlayan bir altyapı projesidir. Geliştiriciler, dApp'ler için verileri hızlı erişilebilir hale getirmek için The Graph platformunu kullanarak Web 3 uygulamalarının performansını ve kullanıcı deneyimini artırabiliyor.
Merkeziyetsiz yapının avantajları arasında gizlilik, güvenlik ve sansüre karşı direnç ön plandadır. Kullanıcılar, merkezi sistemlere kıyasla verilerini daha fazla sorumluluk alarak kendileri kontrol edebilir ve kişisel bilgilerin sızdırılması riskini en aza indirebilir. blok zincir tabanlı teknoloji sayesinde veriler, merkezi sunucular yerine dağıtık bir ağ üzerinde yüksek güvenlikle saklanır, böylece merkezi saldırılara karşı direnç artar. Ayrıca, merkeziyetsiz yapılar, herhangi bir kişi veya kurum tarafından sansürlenemeyeceği için daha özgür ve bağımsız bir kullanıcı deneyimi sunar.
Ölçeklenebilirlik bu alandaki başlıca problemdir; merkeziyetsiz sistemlerde işlemler, merkezi sistemlere göre daha yavaş ve maliyetli olabilir, bu da özellikle yoğun ağlarda sorun yaratmaktadır. Kullanıcı deneyimi açısından bakıldığında, Web 3 teknolojilerinin karmaşık kullanıcı arayüzleri, teknolojiye aşina olmayan bireyler için zorluk oluşturabilmektedir. Regülasyon konusu ise başka bir önemli zorluktur. Merkeziyetsiz yapılar, hükümetler ve düzenleyicilerle uyum sağlama konusunda zaman zaman sıkıntılar yaşayabilmektedir.
Web 3 dünyasına yatırım yapmak BiLira Kripto kayıt olun.
Bir sorununuz mu var? Hemen iletişime geçin. Destek ekibimiz 7/24 hizmet veriyor.
Belirli özelliklere ilişkin ayrıntılı talimatlar için SSS'leri görüntüleyin.