Kendi içinde de bir hayli karmaşık dinamikleri olan birçok faktör, altının fiyatının belirlenmesinde rol oynuyor. Bazıları, daha çok uzun vadede etkileri olan faktörler arasındayken, bazıları ise kısa vadede etkili olan (pump ya da dump etkisi yaratan) faktörler olarak öne çıkıyor
Sınırlı arzıyla ve bol talebiyle en yaygın yatırım araçlarından biri olan altın, değerli bir metal olmanın yanında imalat sektöründe yaygın olarak kullanılır; örneğin, elektrik iletkeni olarak veya yaşam destek cihazlarında malzeme olarak. Yatırımcılar farklı şekillerde altın yatırımı yapabilirler. Örneğin, külçe altın, madeni para veya mücevherat gibi fiziksel altın tercih edilebilir. Diğer taraftan, altın fonlarına katılarak da da altına yatırım yapmak mümkündür.
Altına olan talebin artması, genellikle bu değerli sarı metalin fiyatında bir artış olacağı sonucuna çıkar. Geçtiğimiz on yılda Çin ve Hindistan'ın ekonomik büyümesi altına olan talebi artırdı ve dolayısıyla altın fiyatları da artmıştı. Son zamanlarda bu büyük talep, ülkelerin istikrarlı ekonomik büyümelerine paralel olarak biraz yumuşadı.
Altın küresel olarak tanınan ve değerlenen (ulusal para birimlerinin ve ekonomik koşulların ötesinde) sınır tanımayan bir varlık olmasına rağmen, değerli sarı metalin dolara endekslenmiş bir araç olduğunu, yani altının değerinin ABD doları cinsinden fiyatlandırıldığını bilmek önemlidir. Dolar cinsinden varlıklar tipik olarak ABD dolarının değeri ile ters bir ilişki içindedir; doların değeri düşerse, altının değeri artar.
Doların değerinin düştüğü durumlarda, yatırımcılar azalan satın alma gücü nedeniyle dolar başına daha az altın satın alabilir ve bu durum altının değerini doğal olarak artırır. Başka bir deyişle, doların değeri daha düşük olduğu için,aynı ons altını satın almak için daha fazla dolara ihtiyaç duyulur. Buna bağlı olarak da tarihsel olarak yüksek enflasyon dönemlerinde altın sabit kalır ya da değerlenir ve yatırımcıların güvenli limanı olduğunu kanıtlar. 2024 yılında ABD dolarının satın alma gücünün azalmasıyla, kısa sürede birçok kez altının tüm zamanların en yüksek fiyatı yenilendi.
Reuters'e göre ABD, İngiltere ve Avrupa merkez bankaları gibi küresel merkez bankaları, tarih boyunca çıkarılan tüm altının yaklaşık beşte birini rezervlerinde tutuyorlar. Son yıllarda Rusya, Çin, Türkiye ve Hindistan merkez bankaları da büyük miktarlarda altın satın almaya başladılar.
Altın, merkez bankaları için değerini koruyacağı bilinen önemli bir varlık. Diğer varlıklar düştüğünde, altının fiyatı değerini korur ya da yükselir ve başka rezervlerdeki kayıpları dengelemeye yardımcı olur. Ancak altının yapamayacağı şey bir getiri sağlamaktır. Bir tahvilin aksine altın, faiz güvencesi vermez. Dolayısıyla ekonomi canlandığında merkez bankaları rezervlerindeki altının bir kısmını satabilir, bu da fiyatının düşmesine neden olabilir.
Jeopolitik durumlar altının yükselmesi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilmektedir. Altın her bölgede güvenli bir liman olarak görüldüğünden, endişe verici dönemlerde yatırımcılar varlıklarını risklerin olası sonuçlarından korumak amacıyla altına yönelebilir. Dolayısıyla, günümüzde de yaşandığı gibi jeopolitik gerilimlerin arttığı zamanlarda altının değeri de artabilir.
Rusya - Ukrayna çatışmasının altının %6 değer kazanmasına yardımcı olduğu 2022'nin ilk çeyreğinde, tam olarak bu oldu. Hamas ve İsrail arasındaki mevcut çatışma 2023'ün 3. çeyreğinde patlak verdiğinde de altının değerlendiğini gördük. Hamas saldırısından bir gün önce altının ons fiyatı 1.834,60 dolardı. Saldırıdan 20 gün sonra, 27 Ekim 2023'te değerli metalin fiyatı %8,78 artarak 1.995,80 dolara yükseldi.
Altın ve jeopolitik gerilimler söz konusu olduğunda eski bir söyleyiş olan ‘söylentiyi al, haberi sat’ durumu da geçerli olabilmektedir. Yatırımcılar, bir kriz ortaya çıkmadan önce altın alma, çıktıktan sonra ise kar elde etmek için satma eğilimindedir. Ancak söylentiler her zaman gerçekleşmez.
Altının enflasyonla yakından bir ilişkisi vardır; enflasyon arttığında, fiyatlar yükseldiğinde altının değeri de yükselme eğilimindedir. Bu nedenle, yatırımcılar genellikle enflasyonist dönemlerde portföylerinin değerini korumanın bir yolu olarak altına yönelirler. Peki enflasyon neden altının fiyatını arttırır?
Yüksek enflasyon ortaya çıktığında itibari paralar değer kaybeder. Görünüşte küçük olan değişiklikler, zaman içinde itibari parayla ticaret yapma kabiliyetini kötü etkiler. Sadece çocukluğunuzdaki gıda fiyatları ile bugünkü gıda fiyatları arasındaki farkı bir düşünün; bugünün 100 kağıt para birimiyle o günkü kadar malzeme satın alabiliyor musunuz?
Yerli kripto dünyasının hızlı ve güvenilir adresi BiLira Kripto'yu katılın ve dijital altına benzetilen Bitcoin’i biriktirmeye başlayın.
Diğer her şey eşit olduğunda, daha güçlü bir ABD doları altın fiyatını daha düşük ve daha kontrol altında tutma eğilimindedir. Daha zayıf ABD doları ise artan talep yoluyla altın fiyatını yükseltebilir. Sonuçta, altın enflasyona karşı genellikle iyi bir koruma aracı görülür. Enflasyon zamanları, itibari paraların değeri düştükçe altın fiyatlarının yükseldiği zamanlardır.
Doların değeri, altının son fiyat hareketinde görülebilir. 2022'de enflasyon arttıkça kısmen doların diğer para birimlerine karşı gücü nedeniyle altının fiyatı aslında yılın büyük bir kısmında düştü. Eylül ve Ekim 2022'de ons başına 1.630 dolardan daha düşük bir seviyeye ulaştıktan sonra, enflasyonun devam etmesi ve durgunlukla ilgili endişelerle birlikte altının fiyatı toparlanmaya başladı.
Merkez bankaları, kağıt para birimlerini ve altını ellerinde tutarlar. Dünya ülkelerinin çoğunun öncelikle altından oluşan rezervleri vardır. Merkez bankaları para rezervlerini çeşitlendirdikçe altının fiyatı yükselme eğiliminde olur.
Bloomberg’e göre Amerika Birleşik Devletleri'nin 1971'de altın standardını terk etmesinden bu yana, en fazla altın satın aldığı dönemi yaşıyoruz. 2020'de merkez bankasının altın alımları yavaşlamıştı ama ardından 2021'de tekrar hızlandı. 2022'de ise 50 yıllık rekoru geçmeyi başardı.
*2022’nin en büyük altın alıcısı Türkiye Merkez Bankası oldu, onu Özbekistan, Hindistan ve Katar izledi.
Merkez bankalarının altın rezervlerinde yaptığı değişiklikler, altın fiyatları üzerinde doğrudan veya dolaylı etkiler yaratabilir. Altın, küresel finansal sistemde hem bir rezerv varlık hem de güvenli liman olarak önemli bir yer kaplar. Bu nedenle, merkez bankalarının altın alım ve satımları piyasalar tarafından yakından izlenir ve fiyatlar üzerinde önemli dalgalanmalara yol açabilir.
Merkez bankalarının altın alımları, genellikle altına olan talebi artırır ve bu da fiyatların yükselmesine neden olabilir. Bir merkez bankası büyük miktarlarda altın satın aldığında, bu hareket piyasada altının değerli bir rezerv varlığı olarak algılandığını gösterir ve yatırımcıların güvenini artırır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin merkez bankaları, döviz rezervlerini çeşitlendirmek ve para birimlerinin değerini korumak amacıyla altın alımlarını artırmaya çalışır. Bu durum, altın talebini artırarak fiyatların yukarı yönlü hareket etmesine katkıda bulunur.
Altın rezervlerinin azaltılması ise genellikle fiyatlar üzerinde baskı oluşturur. Eğer bir merkez bankası altın satışı yapmaya başlarsa, piyasada arz artar ve bu da fiyatların düşmesine yol açabilir. Ancak, merkez bankalarının altın satışı genellikle planlı ve piyasa üzerinde ani bir etki yaratmadan yapılmaya çalışılır, böylece fiyatlar üzerindeki olumsuz etkiler sınırlı kalabilir. Yine de, büyük merkez bankalarının altın satışları, piyasada paniğe yol açabilir ve fiyatların hızla düşmesine neden olabilir.
Merkez bankalarının altın rezervlerindeki değişiklikler, aynı zamanda küresel ekonomik politikalar ve jeopolitik gelişmelerle de ilişkilidir. Örneğin, ekonomik belirsizliklerin arttığı dönemlerde merkez bankaları altın rezervlerini arttırabilir ve bu durum yatırımcılar arasında altına olan talebi tetikleyerek fiyatları yukarı çekebilir. Benzer şekilde, küresel krizler veya büyük ekonomik dönüşümler sırasında altın rezervlerinin korunması ve artırılması, altının güvenli liman olduğu rolünü pekiştirir.
Dijital varlıklarınızı TRYB ile kolayca yönetin – BiLira Kripto'ya katılın, avantajları keşfedin!
Hisse senedi piyasaları ile altın fiyatları arasında genellikle ters bir ilişki bulunur. Bu ilişkinin dinamiği, yatırımcıların risk alma iştahına ve piyasalardaki belirsizliğe bağlı olarak değişir.
Altın ve tahvil faizleri arasındaki ilişki, hisse senedi piyasaları gibi ters orantılıdır. Nedeni ise, altının faiz getirisi olmayan bir varlık olmasıdır. Altın, yatırımcısına düzenli bir getiri sağlamaz.
Gümüş ve petrol gibi emtialar ve altın arasında belirgin bir bağlantı bulunmaz. Her birinin piyasalar üzerindeki etkileri birbirinden farklıdır. Ancak, altın ve gümüş arasında pozitif bir ilişki olduğu söylenebilir; altın fiyatları yükseldiğinde genellikle gümüş fiyatları da artma eğilimi gösterir. Çünkü her iki metal de yatırımcılar tarafından az riskli değer saklama araçlarıdır. Bununla birlikte, gümüş endüstrideki kullanım alanlarının büyüklüğü nedeniyle altına kıyasla daha volatil bir yapıdadır.
Petrol ile altın arasında ise daha dolaylı bir ilişki bulunur. Petrol fiyatlarının artışı, enflasyonist baskıları artırarak altına olan talebi yükseltebilir, zira yazı boyunca tekrar tekrar belirttiğimiz gibi altın enflasyona karşı koruma sağlar. Ancak, petrol fiyatlarının çok yükselmesi ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir ve dolaylı yoldan altın talebi azalabilir. Genel olarak, emtia piyasalarındaki dalgalanmalar birbirini etkileyebilse de, her birinin arz-talep dinamikleri ve kullanım alanları farklıdır. Bu nedenle bağlantıların her zaman doğrudan veya güçlü olduğunu söylemek zordur.
İster enflasyona karşı bir koruma, ister çeşitlendirme aracı, isterse de piyasa dalgalanmaları sırasında sinirleri yatıştıran bir unsur olarak kullanılsın, altın kendini yatırım konusunda defalarca kez kanıtlamıştır. Yatırımcılar için zamanın eskitemediği bu değerli metal, işler her an kötüye gidecekmiş gibi hissedenlerin hazırda tuttukları bir güvence olmaya devam ediyor.
Portföyünü dengede tutmak isteyenler için altın mükemmel bir yardımcıdır. Hisse senetleri, fonlar ve tahviller genellikle birlikte hareket ederken, altın bağımsız bir yol izler. Bu bağımsızlık sayesinde hisse senetleri düşüşe geçtiğinde getiriniz dengelenir. Piyasaların iyi gittiği zamanlarda, bazen altın arka planda kalmış gibi görünebilir ama işler sarpa sardığında, altının hızla kahraman ilan edildiği ortadadır.
Türk Lirası'nı kripto varlıklara dönüştürmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Kolay kripto yatırımları için BiLira Kripto sizi bekliyor!
Günümüzün ekonomik belirsizlikleri ve küresel gelişmeleri ortasında altın fiyatlarının geleceği hakkında uzmanların farklı görüşleri var. Altın fiyatlarının nasıl bir seyir izleyeceği ekonomik ve politik faktörlere bağlı olmakla birlikte, uzmanların çoğu altının uzun vadede değer kazanmaya devam edeceği görüşünde birleşiyorlar.
Goldman Sachs analistleri, 2024 ve sonrasında altın fiyatlarının yükselebileceğini öngörüyor. Artış beklentisi, özellikle ABD'deki faiz oranlarının düşmesi ve küresel enflasyonist baskıların devam etmesi durumunda güçleniyor. Altın fiyatlarının 2.500 dolar seviyelerine kadar çıkabileceği düşünülüyor. Bank of America analistleri ise küresel merkez bankalarının para politikalarının altın fiyatları üzerinde büyük bir etkisi olduğunu belirtiyor. Özellikle ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz indirim politikaları, yatırımcıları altına yönlendirebilir.
Dünya Altın Konseyi, uzun vadede altının değerinin istikrarlı bir şekilde artacağını savunuyor. Artan jeopolitik riskler ve finansal piyasalardaki belirsizlikler sebebiyle altına olan talebin artması bekleniyor.
UBS stratejistlerine göre 2025 yılına kadar altın fiyatları yükselmeye devam edecek ve küresel ekonomik belirsizliklerin bu şekilde artması durumunda, kısa sürede 3.000 dolar seviyelerine ulaşacak.
Bir sorununuz mu var? Hemen iletişime geçin. Destek ekibimiz 7/24 hizmet veriyor.
Belirli özelliklere ilişkin ayrıntılı talimatlar için SSS'leri görüntüleyin.